EĞİTİM VE EĞİTİMİN ÖNEMİ
İnsan eğitimsiz yaşayamaz. Yaşamını sürdürmek için, insanın doğuştan getirdiği davranışlar (emme, solunun, tutunma gibi) sınırlıdır. İnsan
davranışlarının çoğunluğunu başkalarının etkisiyle öğrendiğinden başkalarınca eğitiliyor demektir. Bu eğitim yaşam boyu sürmektedir. Ancak eğitim denildiğinde
çoğunlukla bu denli genel ve geniş sınırları olan bir anlam akla gelmez.
Bu sınırın içine giren aile eğitimi, toplumsal denetim, usta çırak ilişkisi gibi,
eğitimsel etkiler eğitim kavramı içinde olsalar bile eğitim alanından sayılmazlar. Bunlar planlı olarak yapılan eğitim değildir. Eğitim denildiğinde genel
olarak planlı olarak yapılan eğitim akla gelir. Bireylere belli yeterlilikleri kazandırma çalışması, daha önceden inceden inceye düşünülmüş, planlanmış
bir öğrenme-öğretme ortamında gerçekleştiriliyorsa bu öğrenme-öğretme sürecine planlı eğitim ya da öğretim denir. Bu birey açısından dile getirildiğinde
öğrenim olur. Bireyin öğrenimi… yıl sürdü gibi. Bu açıdan yaklaşıldığında öğretim, genişliği olan eğitim kavramının alt kesimlerinden biridir. Planlı
eğitim, eğitim sistemindeki örgün ve yaygın eğitimi içine alır. Örgün eğitim içine ana okulundan üniversiteye kadar örgütlenmiş tüm okullar girer. Bu
yüzden örgün eğitim denildiğinde okul akla gelir. Yaygın eğitim ise daha geniş ve değişik eğitim biçimlerini kapsar. Bunlar da iki grupta toplanabilir:
Bir iş yerinde, bir kurumda, bir meslekte çalışan kişiler için açılan hizmetiçi eğitim türleri. Geniş kitlelere yapılan halk eğitimi.
Eğitim alınanda çalışan herkesin bir eğitim tanımı vardır. Eğitim alanında yazılmış her kitapta, her yazıda eğitimin değişik biçimde yapılmış tanımları
görülür. Sözlüklerde bile eğitimin değişik tanımları bulunur. Eğitimin geniş bir alan olması yüzünden değişik yönlerden görülmesi, bu görünüşe göre de
değişik tanımlarının yapılması doğaldır. Bu tanımların yanlış olduğu da söylenemez. Değişik kaynaklarca yapılan eğitim tanımları iki grupta toplanabilir.
1. İçerik tanımları
2. Süreç tanımları
İçerik tanımları, eğitimin kime, niçin uygulanacağını ona neler kazandıracağını ad vererek gösterirler. Örneğin, eğitim yeni kuşakların, toplum yaşayışında
yerlerini almak için hazırlanırken, gereken bilgi beceri ve anlayışlar elde etmelerine ve kişiliklerini gelişmelerine yardım etme etkinliğidir.
Eğitimin oluşumunu anlatan tanımlara süreç tanımları denir. Eğitimin süreci durumdan duruma kültürden kültüre değiştiği için bu tür tanımlar daha genel
ve soyuttur. Örneğin, eğitim önceden saptanmış amaçlara göre insanların davranışlarında belli gelişmeler sağlamaya yarayan planlı etkinlikler dizisidir.
Eğitim çevrelerinde, genel olarak kabul gören Ertürk’ün tanımı ise şöyledir. “eğitim bireyin davranışında kendi yaşantısı yoluyla ve kasıtlı olarak istendik
değişme meydana getirme sürecidir. Bu tanımda, eğitimle değiştirilecek olan bireyin “davranışıdır.” Davranışın değişmesi ancak bireyin kendi yaşantısı
yoluyla olabilir. Bireyin davranışını değiştirmesinin eğitim olarak adlandırılabilmesi için davranışın istenilerek ve kasıtlı (planlı) değiştirilmesi gerekmektedir.
Eğitim, bütün bunların bir zaman akımı içinde yer aldığı bir süreçle oluşur. Böylece eğitimin niteliğini oluşturan dört durum ortaya çıkmaktadır:
1. Eğitim, eğitilen kişide istenilen davranışı oluşturma işidir.
2. İnsan bir davranışı ancak yaşayarak kazanabilmektedir.
3. Eğitilende oluşturulacak davranış önceden saptanan eğitim amaçlarına uygun olmak zorundadır.
4. İnsanda davranışı oluşturabilme, planlanmış bir eğitim sürecinden geçmesine bağlıdır.
Davranış, yaşantı, amaç ve süreç terimleri eğitimin niteliğini belirleyen kavramlardır. Bu kavramların açıklanması eğitimin niteliğini tanımaya yardım edecektir.
Davranış, insanın gözlenebilen, ölçülebilen, bilinçli etkinliklerinin tümünü kapsar. Bu anlamda insanın tüm bilinçli devinimleri, düşünceleri, duygu gösterileri,
bir iş yapması, bir duruma karşı tutumu, beğenileri, etkinlikleri davranıştır.
Bir kişinin bir duruma, bir olaya ya da çevresindeki herhangi bir karşıtına yaptığı tepki, bunlara ilişkin düşüncesi, tutumu, duygusu değiştirildiğinde
o kişi değişmiş olmaktadır. Başka bir deyişle o kişi eğitilmiş demektir. İnsan davranışı her istendiğinde değiştirilemez. İnsan davranışının değiştirilebilmesi
için şu koşulların yerine getirilmesi gerekir:
1. Davranışı değiştirilecek kişi, istenilen davranışı yapabilecek gelişim düzeyine ulaşmış olmalıdır.
2. Davranışın oluşabilmesi için eğitilenin içinde bulunduğu ortam, davranış değişikliğine elverişli olmalıdır.
3. Eğitilen kişi değiştirilecek ya da yeniden kazandırılacak davranışı yapmaya istekli olmalıdır.
4. Yeni davranış için gereken bilgi, beceri ve tutum eğitilence yeterli düzeyde öğrenilmiş olmalıdır.
Bu koşullar uygun olduğunda eğitilen kişi istenen davranışı yaşayarak kazanır. Yaşantı, insanın çevresindeki karşıtı (kendisi, canlı, cansız carlıklar,
toplumsal olaylar) ile etkileşim içinde bulunmasıdır. İnsan karşıtıyla hem etkin hem de edilgin etkileşimde bulunabilir. İnsanın yaşantı kazanabilmesi
için, yaptığı etkileşimin kendisinde bir etki bırakması ve bu etkinin bir süre kendinde kalması gerekir. İnsanda kalan etki insanın bilgi, beceri ve tutum
kazanması ile sonuçlanır.
Eğitim yönünden önemli olan eğitilenlerde eğitimin amaçlarına göre istenilen davranış değişikliklerini gerçekleştirmektir. Türk eğitim sisteminde eğitimin
amaçları yasalarda ve eğitim programlarında gösterilmiştir. Hiçbir eğitim etkinliği bu amaçlara aykırı olarak yapılamaz. Genel olarak çağdaş eğitimin amacı,
eğitilenin sorun çözme gücünü geliştirmektir. Böylece eğitilen, hem içinde bulunduğu sorunlarını çözerek daha iyi yaşayabilecek, hem de bu gücünü gelecek
yaşamında kullanabileceğine inanarak geleceğe güvenle bakabilecektir. Bu tür bir eğitim, eğitileni hem şimdiki yaşamına hem de gelecek yaşayışına hazırlayacaktır.
Eğitileni yaşama hazırlayacak eğitimin amaçları şunlar olmalıdır.
1. Eğitim, eğitilen kişinin duygu, düşünce, gereksinme ve sorunlarını türlü araçlarla anlatabilmesi için ona iletişim yeterliliği kazandırmalıdır.
2. Eğitim eğitilenin, demokratik yaşayışın gerektirdiği biçimde toplumsallaşabilmesi, diğer insanlarla olumlu ilişkiler kurabilmesi, ortak amaçlar
için birlikte çalışabilmesi için ona, işbirliği yeterliliği kazandırmalıdır.
3. Eğitim, eğitilenin sorunlarını çözebilmesi için gereken bilgiyi toplayabilmesi, becerileri kazanabilmesi, sorunlarına olumlu ve yapıcı bir tutumla
savaş açabilmesi için ona öğrenme ve araştırma yeterliliği kazandırmalıdır.
4. Eğitim eğitilenin kendi bedenine bakabilmesi, onu koruyabilmesi, çevre sağlığı için gerekenleri yapabilmesi, başkalarının sağlığını tehlikeye atmaması
için ona sağlıklı yaşama yeterliliği kazandırmalıdır.
5. Eğitim, eğitilenin kendine ve topluma hizmet edebilmesinde temel öge olan bir mesleği seçebilmesi, mesleği başarıyla yürütebilmesi, kazandıklarını
tutumlu olarak kullanabilmesi, yurt zenginliğini kendi mesleği içinde değerlendirebilmesi için ona üretim yeterliliği kazandırmalıdır.
Bu amaçların gerçekleştirilmesini sağlayacak dersler ve derslerin konuları eğitimin türüne göre değişebilir. Bunların neler olacağı eğitim programlarında
gösterilir.
Süreç, sözlüklerde oluşum yoluyla, bir halden diğer hale geçerek ortaya çıkan şey olarak tanımlanmaktadır. Süreç, değişim içinde olan bir nesnenin, olayın,
düşüncenin, belli bir düzen için bir amaca doğru gelişmesini anlatmak amacıyla kullanılan bir kavramdır. Eğitmek eylemi, sürekli değiştirmek eylemidir.
Eğitilen kimse, bir amaca doğru sürekli olarak değiştirilmeye çalışılır.
Eğitim bireyi geliştirdiği oranda ülkenin kültürel, sosyal ve ekonomik kalkınmasını da gerçekleştirdiği için güçlü bir araç olarak kabul edilmektedir.
Eğitim bireyi ve ulusu kalkındırdığı ölçüde önem kazanmaktadır.